Html KodlarHtml KodlarHtml KodlarHtml KodlarHtml KodlarHtml KodlarHtml KodlarHtml KodlarHtml KodlarHtml KodlarHtml Kodlar

Türk Adı ve Soyu Nereden Gelmektedir

Author: TuğruL Bey /


TÜRK ADI

Türk Milleti'nin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. "Türk" sözü tarihin en eski çağlarından beri kullanılıyordu ve belirli bir kavmin yada kavimler birliğinin adı olarak mevcuttu.
Türkler'in köklü ve çok zengin bir tarihe ve kültüre sahip olması nedeniyle birçok bilim adamı "Türk" adının nereden geldiği hakkında araştırmalar yapmış, bu araştırmalar neticeside Türk adı ilk defa MÖ. XIV. yy'da "Tik" vveya "Tikler" adıyla geçmeye başlamıştır. Diğer bir görüşe göre ise Türk adı MÖ. XIV. yy'dan öncede varolduğudur. Zira Türk ırkının tarihi insanlığın tarihi kadar eskidir. Bu gerçeği kavmi ve milli mitolojilerde ve tarihi oluşumlarda izaheden eski kayıtlarda görmek mümkün olmaktadır.
Türk ırkının çok eski olması nedeniyle Türk adının nerden geldiği hakkında birçok iddia ve görüşler ileriye sürmüşlerdir. Buna göre,

-Heredotos'un doğıu kavimleri arasında zikrettiği TARGİTAB'lar.

-İskit topraklarında doğdukları söylenen TYRKAE'ler

-Tevratta adı geçen Togarma'lar.

-Eski Hint kaynaklarında tesadüf edilen TURUKHA'lar veya THRAK'lar

-Esiki Ön Asya çivili metinleride görülen TURUKKU'lar.

-Çin Kaynaklarında MÖ. I.yy'da rol oynadıkları belirtilen TİK veya Dİ'ler
Bizzat "Türk" adını taşıyab Türk kavimleri olarak gösterilmektedir.

İslam kaynaklarında yer alan İran menşeli "Zend - Avesta" rivayetleri ile İsrail menşeli "Tevrat" rivatetleride Nuh Peygamber'in torunu olan Yafes'in oğlu "Türk" ile İran rivayetlerideki Feridun'un oğlu "Türac" vveya "Tur"un soyu türk adını taşıyan ilk kavim olarak gösterilmek istenmiştir.
"Avesta"da yer alan "Ebül Beşer"den (1) ,Cemil ve oğu Ferdiun'dan bahsedilmektedir. "Ferdidun ülkesi Salm, Irak ve Turak (Türk) ismindeki üç oğlu arasında pay etmiştir. Salma!a bugünkü İran ve havalisi, Irak'a bugünkü Irak ve havalisi ,Turak'a ise Orta Asya ve Çin havvalisi düşmüştür. Feridun ölünce Irak, Salm'a saldırarak İran ve havalisini almış,dahasonra Turak'a saldırmıştır.
Irak, Turak'ı yenememiş, savaş bunların torunlarına uzanan dek senelerce sürmüştür. Sonunda Turak'ın torunu "Afrasyap"(2) Irak torunun "Muncihir"i mağlup ederek Ceyhun nehri sınır kabul edilen bir anlaşma yapmıştır. Bu tarihten sonra ceyhun nehri doğusunda "TURAN", batısına da "İRAN" denmiştir.
Tevrat rivayetleride ise Nuh tufanından sonra Nuh peygamber dünyayı üç oğlu arasında pay etmiş.Yafes'e Orta Asya ve Çin ülkeleri düşmüş,Yafes ölürken tahtını sekiz oğullarından biri olan "TÜRK" e bırakmıştır.
Görülmektedirki Hz. Adem devrina yakın zamanlarda Turak(Türk)'den İran-Turan savaşlarından ve Alp Er Tunga gibi büyük bir Türk Başbuğunndan ve Saka İmparatorluğu Kağa'nından bahsedilmektedir. Yukarıda mitoloji ve tarihi kayıtlar içerisinde yer alan "Türk" kelimeleriden ,Türk adının nekadar eski olduğu ortyaya çıkmaktadır.
MÖ XIV. yy'da yer alna "Tik"ler ile dünyada mevcut olan medeniyetlerin en eskisi olan MÖ. VII. yy. da Orta Asya'da kurulan "Anav" medeniyeti de Türkler tarafından kurulmuştu. O halde Türkler MÖ. XIV. yy'da Tik'ler , MÖ. VII. yy'da Anavlar ,MÖ IV yy'da Sakalr ile tarih kayıtlarında yer almaktadır.
Türk kelimesinin yazılı olarak kullanılması ilk defa MÖ 1328 yılında Çin tarihide "Tu-Kiu" şeklinde görülmektedir.
MÖ. I yy'da Roma'lı yazarlardan biri olan Pompeius Meala'nın Azak Denizi kuzeyinde yaşayan halktan "Turcae" olarak bahsetmesi ile ilk defa yazılı olarak karşılaşıyoruz.
Türk adının tarih sahnesine çıkışı MS VI yy'da kurulan Kök-Türk Devleti ile olmuştur. Orhun kitablerinde yer alan "Türk" adı daha çok "Türük" şeklide gösterilmektedir. Bundan dolayı Türk kelimesini Türk Devleti'nin ilk defa resmi olarak kullanılan siyasi teşekkülün Kök-Türk imparatorluğu olduğu bilinmektedir. Kök-Türkler'in ilk dönemlerinde Türk sözü bir devlet adı olarak kullanılmışken,sonrada Türk millietini ifade etmek için kullanılmaya başlanmıştır.
MS. 585 yılında Çin İmparatoru'nun KÖK-TÜRK Kağanı İşbara'ya yazdığı mektupta"Büyük Türk Kağanı" diye hitap etmesi, İşbara Kağan'ın ise Çin İmparatoruna vverdiği cevabi mektupta "Türk Devleti'nin Tanrı tarafından kuruluşundan bu yana 50 yıl geçti" hitapları Türk adını resmileştirmiştir.
Kök-Türk yazıtlarında Türk sözü daha çok "Türk Budun" şeklide geçmektedir. Türk Budun'un ise Türk Milleti olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla türk adı bu dönemlerde bir topluluğun veya kavmin isminden ziyade ,siyasi bir mensubiyeti belirleyen bir kelime olarak görülmektedir. Yani Türk soyuna mensup olan bütün boyları ve toplulukları ifade etmek üzere milli bir isim haline gelmiştir.

Türk Soyu


Tarihte Türk ırkı hakkında çeşitli tasvirler yapılmıştır. Çin,Latin ve Grek kaynaklarında Türkler daha çok Moğol tipinde tasvir edilmişlerdir. Bunun sebebi ise Türkler'in tarih boyunca en çok temasının Mogollar'la olmasıdır. Moğol kitleleri yıllarca Türkler'in idaresinde yaşamış,göçlere,savaşlara Türkler'le beraber katılmışlardır. Bunun sonucunda bu kaynaklar Türk ile Moğol tipini birbirine karıştırmıştır.
Son yarım asır içinde yapılan ilmi çalışmalar ve araştırmalar sonucu Türkler'in beyaz ırka mensup bulundukları, yeryüzünde mevcut üç büyük ırk grubundan "Europid" adı verilen grubun "Turanid" tipine mensup bulundukları anlaşılmıştır. Kafa yapıları Brakisfal (yuvarlak kafalı)dır. Türklerin kendilerini başta "Mongolid" Moğollar olmak üzere diğer topluluklardan ayıran antropolik çizgilere sahip oldukları tespit edilmiştir. Türkler'in hakim vasfı beyaz renk,düz burun,değirmi çene,hafif dalgalı saç,orta gürlükte sakal ve bıyıktır.
Turan tipine örnek olan Orta Asya, Maveraünehir ve diğer Yakın Doğu Türkleri beyaz tenli ,koyu parlak gözlü, değirmi yüzlü,endamlı,sağlam yapılı erkek ve kadınları ile Ortaçağ kaynaklarında güzelliğin timsali olarak gösterilmiş hatta İran edebiyatında Türk sözü "Güzel İnsan" manasında kullanılmıştır. Tevrat'ta nakledilen bir rivayette ise Türk soyunun Ham ve Sam'dan değil, Yafes'den türemiş olarak beyaz ırktan geldiği gösterilmiştir

DÜNYA MEDENİYETİNDE TÜRKLERİN PAYI



OĞUZ HAN KİM?
Tarih ilminin bir bilmece gibi parçaların bir araya getirilmesi olduğunu bilmeyen bazı taklitçiler, OĞUZ HAN'ın TEOMAN(M.Ö.244-209) veya METE (M.Ö.209-174) olduğunu öne sürerler. İyi ki kalkıp CENGİZ HAN (M.S.1162-1227) dememişler!.. Bizce OĞUZ HAN çok daha eskilerde yaşamıştır.

Aslında SÜMERLER'den beri yazı kullanan TÜRKLER'in kendi tarihlerine fazla ilgi göstermemesi, tarihlerinin daha çok Çinliler, Yunanlar ve İranlılar tarafından yazılmış olması, bu karışıklıkları doğurmuştur. Bir çok TÜRK boyunun adı maalesef YUAN-YUANLAR gibi Çince adları ile anılmaktadır. Aynı şekilde Yunan tarihçiler TÜRKLER'e HEFTALİT demekte, büyük TÜRK hakanı ALP ERTUNGA İranlı tarihçiler tarafından EFRASYAB diye anılmaktadır.

Büyük Tarihçi Dr. Rıza Nur da OĞUZ HAN konusunda aynı tesbiti yapar ve TEVRAT'ta geçen YAFES'in soyundan MOĞOL'un oğlu OĞUZ HAN'ın HZ. İBRAHİM zamanında (M.Ö.1800'ler) yaşamış olduğunu belirtir. Kaynak olarak ta Oğuzname'yi, Tarih-i Cihanküşa'yı ve Cami-üt Tevarih'i gösterir.

Taberi şöyle diyor:

- "TÜRK, HAZAR ve başka Arap olmayan kavimlerden yetişen hükümdarların hepsi de YAFES oğullarından gelmiştir. İranlıların son hükümdarı Yezdicerd de dahil, bütün Fars hükümdarları da YAFES'in torunlarından Kiyumers'in soyundandır." (sf. 270)

Bu duruma göre bütün İran hükümdarları ya TÜRK, ya da TÜRKLER ile yakın akraba olmaktadır. Bu husus kolay kabul edilebilir. Çünkü ŞAH İSMAİL'den sonraki bütün İran şahları, son ikisi hariç, TÜRK'tür. Öncekilerin de TÜRK kökenli olması, hiç şaşırtıcı gelmiyecektir. Ayırımcılık güden Kürtler ise, Farslar yolu ile Ari ırka bağlansa dahi, TÜRKLER ile akrabadırlar ve TÜRKLER tarafından idare edilmişlerdir. Bu gerçek en az 1000 yıllık bir tarih kitabında, TABERİ'de yer almıştır.

Esas enteresan kısım, bundan sonra gelmektedir. Taberi çeşitli rivayetleri birleştirerek FERİDUN hakkında şunları anlatmaktadır:

- "Feridun mazlumların haklarını korudu, halka TANRI'ya ibadeti, adaleti ve insaf ile iş görmeyi ve iyilikte bulunmayı emretti...ÜÇ OĞLU VARDI..SERM, TUC ve İREC.. FERİDUN MEMLEKETİNİ ONLAR ARASINDA BÖLDÜ. BUNU YAPARKEN HİSSELERİ OKLAR ÜZERİNE YAZDI. OĞULLARINDAN HER BİRİNE BU OKLARDAN BİRİNİ ALMALARINI EMRETTİ. SERM'E RUM VE BATI ÜLKELERİ; TUC'A TÜRK VE ÇİN ÜLKELERİ; İREC'E DE IRAK VE HİNT ÜLKELERİ İSABET ETTİ!.." (sf. 280)

Bu hikaye bizim hiç te yabancımız değildir. Sadece sayı 3 değil de 6'dır ve okun yanısıra bir de yay vardır. VE OĞUZ HAN ÜLKESİNİ 6 OĞLU ARASINDA BÖYLECE PAY EDER!.. ÖYLEYSE, tarihçilerimizin bir türlü bulamayıp ta, Mete'de karar kıldıkları OĞUZ HAN, bütün eski efsanelerde yer alan hükümdar FERİDUN'DAN BAŞKASI DEĞİLDİR!..


Halbuki OĞUZ HAN soyundan gelen TÜRKLER için durum farklıdır. Hemen her nesilde yeni bir devlet kurulmuş ve TÜRKLER TARİH SAHNESİNE ÇIKTIKLARI İLK GÜNDEN BERİ HİÇ BİR ZAMAN DEVLETSİZ KALMAMIŞLARDIR!.. SÜMERLER'DEN BUGÜNE 200'DEN FAZLA TÜRK DEVLETİ GELİP GEÇMİŞTİR. BUNLARIN EN KÜÇÜĞÜ BİLE, ŞİMDİKİ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÜYESİ 100 DEVLETTEN DAHA UZUN ÖMÜRLÜDÜR, 50 DEVLETTEN DAHA BÜYÜKTÜR. BU İNANILMAZ ÖZELLİK DÜNYADA SADECE TÜRK MİLLETİNE MAHSUSTUR.

FERİDUN'un TÜRKLER'in atası OĞUZ HAN olduğunun bir başka delilini de İran kökenli Taberi şöyle vermektedir:

- "Rivayete göre TUC ile SERM, İREC'i kıskandıklarından üzerine atılıp onu öldürdüler. TUC kardeşine uçları ilmikli bir ip uzattı. SERM, İREC'i bu iple boğdu. BUNDAN DOLAYI TÜRKLER İLMİKLİ İP KULLANIRLAR!.." (sf. 283)

Yani FERİDUN'un oğulları arasında meydana gelen bir olayın TÜRKLER'de TÖRE olarak benimsenecek kadar önemi var!.. Ve bu töre 1600'lerin padişahı GENÇ OSMAN'ın, Sultan MUSTAFA'nın idamında dahi uygulanmıştır. Bundan büyük delil olur mu?..




Taberi FERİDUN'dan sonraki İran bölgesi hükümdarı Lehrasp'ın TÜRKLER'le İrec'in intikamını almak için savaştığını söylüyor. İlerde göreceğimiz gibi Firdevsi de TÜRKLER ile Farslar arasındaki savaşların temelini İREC'in öcünün alınmasına bağlar. Ancak bunlar bizim fikirlerimizi destekler. TÜRKLER'in bölgeye öyle Malazgirt Savaşı ile gelmediklerini, ta Hz. İBRAHİM döneminde dahi bölgede hem de adıyla sanıyla varolduğunu gösterir. SÜMERLER'in TÜRK olduğunu kabul etmiyenler için bile, bu tarih M.Ö. 1800'lere gider!..

Kaldı ki, Taberi şu ifadesi ile her türlü kuşkuyu da siler:

- "İBRAHİM'in evlatlarından bir kısmı HORASAN'a indi. HAZERLER onların yanına gelerek, "Size bu hayırlı isimleri öğreten kimse, yeryüzünün hükümdarı olmalıdır," dediler ve hükümdarlarına HAKAN ünvanını verdiler." (sf. 429)

Dünyada hükümdarına HAKAN diyen bir tek millet vardır: TÜRKLER!..

FERİDUN'un OĞUZ HAN olması ile Kürtler de benliklerine kavuşurlar. Çünkü ANADOLU'daki TÜRK kökenli olup ta "Kürt" sanılan aşiretler OĞUZ HAN soyundan BEÇENE ve BÖĞDÜZ'e bağlıdırlar!. ''ALINTIDIR''

0 yorum:

Yorum Gönder